Gecesel Şeyler

Ay: Aralık 2018

Son Şarkı

02225843-f6c5-43ca-b868-93a83fc7f246

İçinde hissettiği son enerji kırıntılarını kullanarak rafa doğru yürüdü. En sevdiği plağı aldı, koltuğunun yanında duran eski dostu olan pikaba yerleştirdi. Cızırtılı seslerle çalmaya başlayan müziği seyre dalmak için koltuğuna yerleşti. Dinlerken, sürekli huzur bulduğu şarkıda garip bir şekilde hüzünlenmeye başladı. Piposunu aldı ve kibrit kutusundaki son kibrit ile yaktı. Odanın bir kısmı sıcacık kırmızı renkle aydınlandı kısa bir süreliğine. Piposundan her bir nefes alışında camda kendi yüzünün kırmızı aksini görüp, hayatın daha ne kadar dibe gidebileceğini düşünmeye koyuldu. Açıldığını duymadığı kapının kapanışıyla artık yalnız olmadığının farkına vardı. Acele etmeyen, kendisine ağır ağır yaklaşan adım seslerini müziğin sesinden zorlukla seçebiliyordu. Arkasını dönüp bakmadı. Daha gerçekleşmeden, biraz sonra uçurumdan düşeceğini kabullenmişti. Tam arkasına gelince adımlar durdu. Onunla birlikte bu müziği dinleyen biri daha olmasına minik bir sevinç duydu. Arkasında duran gölge, geceye ve gündüze hayat veren dünya gibi dönüp duran plağı kibarca durdurdu. Adam bu hareketle artık sadece geceye ait olacağını farketti. İnce parmaklara sahip zarif bir el sağ omzuna dokundu. Sol omzundan aşağı yavaşça inen el diğeriyle aynı değildi. Üzerinde öfke taşıyordu. Kalbinin hizasına gelince durdu. Kulağına doğru eğilen kadın, adama “Seni seviyorum.” dedi. Kalbinde hisettiği acı, bu cümleden mi kaynaklıydı yoksa öfke dolu elin taşıdığı soğuk metal parçasının derisini delip geçmesinden mi anlayamadı adam. Son nefesini vermeden hisettiği son şey sol yanağına, incecik dudaklarla kondurulan minik bir öpücük oldu. Yüzünde bıraktığı tebessüm karanlık geceyi aydınlatmaya yetmeyecekti..

Bir Ruhun Ölümü

d3c6b8b1-e281-41d5-a91e-8a6850574daa

Ay ışığı gibi bembeyaz tenini izlemek, yaşamak için gerekli her insan ihtiyacından daha önde gelirdi bende. Açık kırmızının en güzel tonunun hayat bulduğu, masum kıvrımlardan oluşan, zarafetin temsilcisi ince dudaklarının her hareketini aklımın en derinlerine, en kalıcı şekilde işlerken hiç düşünmedim bir gün her şeyiyle benden kopacağını. Saçlarından yayılan altın sarısı sıcaklığın, kalbinizde en soğuk köşeyi ısıtabileceğine ve hatta yakıp, yıkıp, yara izleriyle dolu bırakabileceğine ilk elden şahit oldum. Acı veren güzelliğinin savaşı içerisinde beni çokça yaralayabiliyordu ama sadece tek şekilde öldürebilirdi. Bazen baktığımda ormanları, doğayı, varoluşu görebildiğim bazen ise dalgalı denizleri, fırtınalı bir gökyüzünü gördüğüm gözleri… Işığın, evrende varolmak eyleminde bulunmasının tek sebebi onun gözlerine hizmet etmek. İşte o gözler nasıl olur da dünya üzerinde bulunan hem en güzel manzara hem en tehlikeli silah olabilir.. Her türlü sonucunu kabullendim ve gözlerinin içine baktım, işte tam o an istemsizce belki benim ruhumun katili oldu. Bedenimin içinin alev aldığını, acı içinde olduğumu anımsayabiliyorum. O ana ait anılarımda hissettiğim en şiddetli, en yırtıcı duygu sanırım aşk adı altında ruhumun katli oldu. O andan itibaren hiçbir şey hissetmiyorum. İçimi dolduran tek şey onun yokluğu.

© 2024 Gecesel Şeyler

Theme by Anders NorenUp ↑